Stresle Başa Çıkmak İçin: Oksitosin

Bağlanma Hormonu Oksitoninizi Artırarak Kaygıyı Azaltmanın  Yolları:

Birine sarıldığınızda ya da orgazm olduğunuzda aldığınız mutluluk ve haz duygusunu düşünün… Temel olarak, anksiyete gibi mutluluk korsanları haz çalmaya çalışırken bile mutluluğunuzu sarmalayan sıcak bir battaniye gibi. Bu bulanık, muhteşem his için kendinizi iyi hissetme hormonu oksitosine teşekkür edebilirsiniz.

En iyi kısmı ise: Oksitosin seviyelerini yükseltmek ve stres ve kaygıyı uzak tutmak için stratejik adımlar atabilirsiniz.

Oksitosinin ruh halini dengelemedeki rolü ve serbest bırakılmasını tetikleyen şey:

Bilim adamları oksitosini genellikle aşk hormonu veya bağlanma hormonu olarak isimlendirir. Çünkü annelerin bebekleri ile bağ kurmasına yardımcı olan bir hormondur. Fakat aynı zamanda partnerinizle daha derinden bağ kurmanıza yardımcı olur. Aslında, son 100 yılda oksitosin, doğum hormonundan sevgi hormonuna evrilmiştir.

Bu minik hormon vücudunuzda aşağıdakileri içeren çeşitli roller oynar:

* Cinsellik

* Ereksiyon (Sertleşme)

* Ejakülasyon (Boşalma)

* Gebelik (uterus kasılması, süt verme ve annelik duygusuna neden olma)

* Sosyal bağlar

* Stres

Oksitosinin, kendinizi bu kadar iyi hissettmenizi sağlamasının bir nedeni: Bir şampiyon gibi stresle mücadele etmesidir. Strese yanıt olarak çok fazla anksiyete oluşur ve bu durum adrenal bezlerinizden stres hormonu olan kortizolün daha fazla üretilmesi ile sonuçlanır. Ancak oksitosin salgıladığınızda, esasen kendinizi  kortizolün olumsuz etkilerine karşı tamponlamış oluyorsunnuz, bu nedenle anksiyete dahil olmak üzere kortizolün zararlı etkileri en aza indirgenmiş oluyor.

Harika olan ise, bu hormonu yükseltmek için bir bebeğe veya emzirmenize ihtiyaç yok. Aslında, 20 saniyelik bir sarılma oksitosininizi yükseltmeye yardımcı olabilir, orgazmlar da tabii…

Evet, bu doktor sizlere orgazm ve doyum yaşadığınız cinsellik reçete ediyor, üstelik partneriniz yoksa bile bu mümkün gerek. Orgazm yaşadığınızda ve oksitosin serbest kaldığında, sizi rahatlatır, zihninizi sakinleştirir ve iyi bir gece uykusu almanızı sağlar. Orgazm sırasında, vücudunuz ayrıca vazopressin hormonu da salgılar. Bu hormon genellikle uykuda sentezlenen mutluluk hormonu melatoninini aktive eder. Ve muhtemelen bildiğiniz gibi, iyi bir uyku, kaygıyı azaltmak için kanıtlanmış yöntemlerden biridir.

Bebeğinizle ve eşinizle bağlantı kurmanıza yardımcı olmasının yanı sıra, oksitosin, ayrıca sosyal bağ da oluşturur. Aslında, bu hormona, insan türünün yaşadığı sürece hayatta kalmasına yardım ettiği için teşekkür edebilirsiniz: Araştırma, oksitosinin insanlar arasında güven ve bağlılık yaratabildiğini göstermektedir.

Anksiyeteyi azaltmak, oksitosinin gücünü kullanmak için daha fazla yol…

Açık olalım: Kaygı şakaya gelmez! Ortaya çıkmaması gereken bir yerde, korku ve panik duygunuz oluşursa inanılmaz derecede zayıflatıcı olabilir ve hayatınızı ciddi şekilde etkileyebilir. Ve dürüst olalım, endişeli hissettiğinizde, cinsellik-orgazm aklınızdaki son şey olabilir. Bu yüzden, duygularınızda çöküş yaşadığınızda daha fazla sarılma ve eşinizle (veya vibratörünüzle) rahatlamanın yanı sıra, oksitosini arttırmak ve endişeyi azaltmak için bu dört stratejiden birini günlük yaşamınıza dahil etmeyi deneyin:

  1. Hormonlarınızı Dengeleyin.

Anksiyete ve hormonlarınız çok karmaşık bir şekilde birbirine bağlıdır. Kortizol, oksitosinin sıfıra yaklaşmasına neden olabilir, ancak bir hormon dengede olmadığı zaman tüm sistemi olumsuz etkiler. Endişeyi yönetmek için tüm hormonlarınızı dengeli tutmanız gerekmektedir.

Progesteronu düşünün: Bu hormon olması gereken seviyede olduğunda, kendinizi rahatlamış ve hayatınıza âşık hissetmenizi sağlar. Progesteron, östrojenin etkilerini dengeler ve sakinleştirici bir etkiye sahiptir, kaygıyı azaltır ve uyku artar.

Peki, hormonları dengelemek için en iyi başlangıç noktası neresidir? Sağlıklı beslenmeye çalışmak ve şekeri ve zararlı karbonhidratları diyetinizden çıkarın.

2- Stresle Baş Etmenin Yollarını Bulun.

Stres son zamanlarda hayatımıza girmek için çok fazla fırsat buluyor- bunların hepsi kortizolünüzü yükseltiyor ve oksitosin seviyeleriniz azaltıyor. Bununla mücadele etmek için, frenleri kortizol üzerine koyma stratejileri uygularken, sarılmalar ve orgazmlar gibi oksitosin yapıcıları arttırmalısınız. Meditasyon, yoga, akupunktur, masaj, size rahatlatıcı gelen herhangi bir aktivite strese cevap vermenize yardımcı olabilir. Hayvan çalışmaları ayrıca düzenli egzersizin oksitosini arttırdığını ve kaygıyı azalttığını gösteriyor.

3- Doğum Kontrolüne Alternatifleri Düşünün.

Doğum kontrolü için hap kullanan kadınların, bebekleri veya eşleri ile bağlanma yeteneklerini etkileyebilecek derecede oksitosin duyarlılıkları azalmıştır. Araştırmalar doğum kontrolü için ilaç kullanan kadınların depresif semptomlar yaşama konusunda daha riskli olduklarını gösteriyor. Bu yüzden kadın doğumunuzla alternatif korunma yöntemleri üzerine mutlaka bir randevu planlayın.

4- Bağırsaklarınıza Dikkat Edin.

Bağırsaklarınız düzgün çalışmadığında, kaygı dahil olmak üzere duygudurum belirtileri ortaya çıkabilir. Sağlıklı bir bağırsakta gıda intoleransları gibi suçluların ortaya çıkarılması gerekir (buna karşın besin yoğunluğu yüksek gıdaları hızlandırırken ve probiyotikler, prebiyotikler ve lifli besinler gibi gıdaları desteklerken, intoleransları ve hassasiyetleri belirlemek için bir eleme diyetini denemeyi düşünün). (Bonus: Bağırsaklarınızı düzelttiğinizde, genellikle hormonlarınızı da dengelersiniz. Kazan-kazan!)

Son Olarak…

Araştırmacılar hala oksitosinin, kaygı ve depresyon gibi diğer duygudurum değişikliklerini nasıl etkilediğinden tam olarak emin değil. Bu bağlanma hormonunun optimal seviyelerini stres hormonu kortizolünü azaltabilir ve muhteşem hissetmenize yardımcı olabilir. Bunu bilerek yaşamaya çalışmak, hayat ve beslenme tarzı değişikliklerine gitmek en doğrusu gibi görünüyor…

Eğer bu konuda desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, iletişim bilgilerinden bana ulaşabilirsiniz…Bol oksitosinli günler dilerim 🙂

Kaynak: https://www.mindbodygreen.com/articles/how-to-lower-anxiety-naturally-by-boosting-oxytocin-levels

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist