VAJİNİSMUS

Vajinismus Nedir?

Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde, vajinanın dışa yakın kısmını çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olması olarak tanımlanır. Kasılmalara, girişe ilişkin korkular, kaygılar eşlik eder. Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı kadın kendisi yapmaz. Bunlara, bedenin çeşitli bölgelerinde, hatta tüm bedende kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma, fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu kadında cinsel birleşmeye izin vermez. Daha az sayıda olguda ise zorlamayla giriş olabilir ancak birleşmeler ağrılı ve acılı olarak sürer gider.

Bu tanımla birlikte vajinismusla ilgili en önemli detayı belirtmemiz gerekiyor: 

*BU TABLO BİLEREK-İSTEYEREK YAŞANAN BİR TABLO DEĞİLDİR!

Vajinismuslu Kadınlarda Temel Yanlış İnanışlar Nelerdir?

Vajinismuslu kadınların çoğu, kendi cinsel organlarının çok küçük ve anormal olduğunu, vajinanın ya da kızlık zarının bir duvar oluşturduğunu, erkek cinsel organının çok büyük olduğunu, çok acıtacağını, çok zarar vereceğini düşünürler. Bu yanlış inanışlar genelde kulaktan dolmadır; akraba, komşu, arkadaşı anlatmıştır ve bilimsel bir dayanağı yoktur. Ama insanın aklına bir kez yerleşmeye görsün, her denemede otomatik olarak aklına gelir olur.

Vajinismusun Görülme Sıklığı Nedir? 

Ülkemizde cinselliği konuşmanın ne denli zor olduğu düşünüldüğünde, bu konudaki saha araştırmalarının ne kadar yetersiz olduğu anlaşılabilir. Genel toplumda yaygınlığı ile ilgili çelişkili veriler varsa da,  ülkemizde ve diğer geleneksel kültürlerde batılı ülkelere göre daha yaygın olduğu bilinmektedir. 

Türkiye’de cinsel sorunları saptamak amacıyla yapılan toplumsal bir taramada,  %54 kadının ilk birleşme denemesinde korku, acı hissi ve kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşmediği saptanmış, bu kadınların % 17’sinin halen birleşemediği ya da birleşmede sorunlar tanımladığı tespit edilmiştir. Bu da çalışmaya katılan kadınların %10’unda vajinismus, ya da ağrılı cinsel birleşme olduğu sonucunu doğurur ki bu hiç de azımsanmayacak bir orandır. 

Genel olarak Türkiye’de cinsel tedavi merkezlerine başvuran hastaların yaklaşık yüzde 50’sinin vajinismus olduğunu, batılı ülkelerde bu oranın yüzde onlarda kaldığını söyleyebiliriz. Peki ya birleşebilen vajinismuslar? Genellikle birleşemeyen çiftlerin yardım aradığı, ağrılı acılı birleşebilen hafif vajinismus olgularının tedavi başvurusunda bulunmadığı göz önüne alındığında oranları saptamak daha da zorlaşır.

Sorunsuz Giden Cinsel Yaşamda Sonradan Vajinismus Gelişebilir mi?

Vajinismus genellikle cinsel yaşamın başlangıcında, bizim ülkemizde sıklıkla evliliğin ilk gecesinde ilk cinsel birleşme denendiğinde ortaya çıkar. Sağlıklı bir cinsel yaşam sürecinde ve hiç vajinismus sorunu olmayanlarda, doğum, düşük, kürtaj, cinsel taciz, hasta açısından kötü deneyimlenen jinekolojik muayene ve operasyonlar sonrasında da vajinismus gelişebilir.

Vajinismusun Nedenleri Nelerdir?

Özetle üzerinde durmak gerekirse; kadını her alanda ve cinsellikte “talep eden olmama”, “istekli gözükmeme” vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlar gözükmektedir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismusa daha az rastlanır.

Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve tabular vajinismus gelişiminde önemli. Ülkemizde çocukluktan kalma korkuların, bekâret kavramına verilen tartışılamayan önemin, ‘kızlık zarı’ ve ‘ilk gece’ konusundaki yaygın yanlış inanışlarla pekişen kaygıların, geleneksel toplumlarda flörtöz ilişkilerin yaşanmasındaki zorluklar nedeniyle cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının vajinismus gelişmesinde etken olduğu söylenebilir. İlk gecenin ‘korkunç’ olduğu söylemleri, ‘kovalar dolusu akan kan’ hikâyeleri, ‘kız olmanın değil de, kadınlığın çok çok zor ve çileli’ olduğu tekrarlarıyla büyüyoruz. Nedense vajinal açıklık hep kara, çirkin deliğe benzetiliyor, kızlık zarı ise kalın duvara ya da örümcek ağına. Zarı anlatırken ‘dantela’ diyoruz oysa biz. Tanımlamaları değiştirmek bile öğrenmede ve tedavide etkin olabilir.

Toplumun cinselliğe bakışı  temel etken gibi görünse de bazen vajinismuslu kadınlarda altta yatan farklı nedenler tabloyu ağırlaştırabilir. Geçmişteki cinsel tacizlerin etkilerine, çocukluktaki aile içi etkileşimler nedeniyle kadın rolünü benimsemekle ilgili zorluklara, gebe kalmakla ilgili kaygılara da rastlanabilir vajinismuslu kadınlarda. Heteroseksüel evliliğe zorlanan, eşcinsel kadınlar da da cinsel sorun vajinismus gibi karşımıza çıkabilmektedir.

Vajinismus Kadının Toplumsal Yaşamını Etkiler mi?

Kadının cinsellikte yaşadığı yetersizlik tüm yaşamına yansıyabilir, suçluluk ve değersizlik fikirleriyle depresyon eğilimi artabilir, dolayısıyla iş ve toplumsal yaşamı da etkilenebilir. Cinsel birleşmede sorun varlığında cinsellikten tümüyle uzaklaşılabilir. Cinsellik gibi insan fizyolojisi ve aile içi bağlarda önemli bir role sahip doğal bir sürecin yaşanamaması, psikolojik sorunlarla beraber aile içi sosyal sorunlara da neden olabilir. Ülkemizde evli çiftlerde, konunun aile büyüklerine yansıtılması kadının konumunu daha da zorlaştırır; kimi zaman bekaretin, kimi zaman doğurganlığın sorgulanmasına yol açar ve evliliğin bitirilmesiyle ilgili baskılar çifti zorlayabilir.

Vajinismus Gebeliğe Engel midir? Vajinismusu Olan Kadınlar Doğurabilir mi?

Vajinismus yalnızca cinsel birleşmeye engeldir. Vajen ağzına bırakılan spermlerle gebelik gerçekleşebilirse de bu çok düşük bir olasılıktır. Bu şekilde birleşmeden gebe kalan kadınlarda vajinismus tedavisi aciliyet teşkil etmektedir. Tedavi edilmemiş vajinismusu olan olgular normal doğum yapamayacakları gibi, çoğunlukla jinekolojik muayeneden de kaçınma eğilimindedirler ki, bu durum olası gebelik komplikasyonlarında anne ve bebeğin sağlığı açısından risk oluşturabilmektedir.

Yine ağrılı ve acılı olarak birleşme gerçekleştirebilen hafif vajinismusu olan olgular açısından da gebelik ve doğum süreci zorluklar barındırmaktadır.

Vajinismus Sadece Kadının Sorunu mudur? Erkekler Nasıl Etkilenir?

Cinsel işlev bozukluğunu çiftin sorunu olarak ele almak ve partneri de buna ikna ederek tedaviye aktif katılımını sağlamak kuşkusuz çok önemlidir. Erkekler vajinismusu bir hastalık olarak kabullenmedikleri, belki de doğru bilgiye ulaşamadıkları için durumu istenmeme ve reddedilme olarak algılayıp, kırgınlık ya da öfke duyabilirler. Bazen durumun kendi yetersizlikleriyle ilgili olabileceğini düşünüp, kaygıyla sertleşme bozuklukları geliştirebilirler. 

Yine erkeklerde de zaman içinde cinsel isteksizlik ve sertleşme güçlükleri görülebilir. Hem kadın hem de erkekte ikincil olarak gelişebilecek ruhsal sorunlarla tanı ve tedavinin zorlaşabileceği de akılda tutulması gereken bir noktadır.

Vajinismus Nasıl Tedavi Edilir?

Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir.

Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Cinsel terapi çoğunlukla çift görüşmesi şeklinde sürdürülür. Önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları değerlendirilir, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğruların aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir.

Tedavi, iki-üç ayda, altı-sekiz seansta sonlanır. Bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir. Psikiyatrik hastalık, depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedaviyi zorlaştırır. Çift terapisi dışında bazı vakalarda bireysel görüşmeler ya da grup terapileri uygulanabilir.

Tedavide “iyileşme” nedir? İyileşen olgularda yineleme beklenir mi?

Cinsel terapi sürecini tamamlayıp düzelen olgularda yineleme beklenmez. Ancak vajinismusta  iyileşmenin tanımını nasıl yaptığımız önemlidir. 

Vajinismus tedavisinde ölçüt cinsel birleşmenin gerçekleşmesi olmamalıdır. Serbest cinsel birleşmede penis girişi her seferinde sorunsuz gerçekleşiyorsa,  birleşme süresince kasılma, ağrı, yanma, korku, gerginlik, sıkıntı tamamen kalkmışsa tedavi sonlandırılmalıdır. Cinsel terapi yöntemleriyle tam düzelen olgularda, terapistin onayıyla sonlandırılan tedaviler sonrası yineleme beklenmez.

  • Vajinismus tedavisinde “Kızlık zarı” operasyonlarının yeri yoktur!
  • Vajinismus lokal analjezi (bölgesel uyuşturma) sağlayan ajanlarla tedavi edilemez!
  • Vajinismus tedavisinde kaygı giderici ve antidepresan ilaçlar vajinismusun kendisini tedavi etmez. Vajinismus tedavisini sağlayan herhangi bir ilaç yoktur!
  • Vajinismusta tek seanslık tedavilerin yeri yoktur, tedavi edebildiğini iddia eden kişileri duyduysanız asla inanmayınız.

Özetle; vajinismus sadece cinsel terapi ile başarıyla tedavi edilebilen bir tablodur ve sadece kadının tek başına değil, çiftin tedavi sürecinde birlikte ilerlediği bir çift cinselliği sorunudur. 

Siz de deneyimli ve bu konuda uzman bir ruh sağlığı profesyonelinden destek almak istiyorsanız, ayrıntılı bilgi için iletişim bilgilerinden bana ulaşabilir, asistanımdan randevu talep edebilirsiniz. 

Sağlıklı Günler Dilerim.

Kaynak: CETAD web sitesi.

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist