Ruh-Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde Devrim

Barselona’da üstünde imzası olan tüm eserleri eksiksiz gezmiş biri olarak, Gaudi’ye olan hayranlığımı yıldızların ötesine taşıyan bir bilgiyi sizlerle de paylaşmak istiyorum: Yapılan bir araştırma, Katalan mimar Antoni Gaudí’nin, psikiyatri hastanesinin bahçesini, devrimci tasarımları için bir zemin olarak, zanaatkarları psikiyatri hastaları ile birlikte kullandığını ileri sürmektedir. Bu uygulama değerlendirildiğinde, sanat terapisinin erken bir uygulaması olarak görülebilir.

Barselona’nın güneyindeki Sant Boi’deki hastanenin arazisi; Gaudi tarzı yapılar ile çevrilidir, en göze çarpanları Park Güell’ dekine benzeyen bir bank (resimde görülmektedir) , kırılmış çinilerle tamamlanan Gaudi’nin öncülüğünü yaptığı “trencadis” olarak bilinen bir tarzda bitirilmiştir.

Mimar David Agulló ve jeolog Daniel Barbé’nin Sapiens Dergisi’nde yayınladığı araştırmaları gösteriyor ki; Gaudi’nin imzalı binaları Park Güell, Sagrada Familia ve yakındaki Colònia Güell’in özelliklerinin, Gaudí’nin o zaman hastane bahçesine yaptığı  prototiplerden sonra şekillendiğidir.

Gaudí’nin işçilerinin aslında psikiyatri hastaları olması sebebiyle, araştırma istenilen şekilde yürütülememiştir. Hastane bahçesindeki bankın yapımı 1912 iken, Park Guell 1914’te yapılmıştır. Gaudí ile bir başka bağlantı, patronu Eusebi Güell’in hastanenin yönetimi ile yakından ilişkili olduğu ve hastanede bir kolera salgını sırasında bir izolasyon koğuşu olarak evlerinden birini hastaneye sunduğudur.

Sant Boi Hastanesi, 1854 yılında Doktor Antoni Pujadas tarafından kurulmuştur. İspanya’da ruh hastalıklarının, ilahi ceza ile cezalandırılması gerekmediği veya şeytanca  bulunmadığı başka bir tablo olarak ele alınan ilk hastane olmuştur. Pujadas özellikle manuel çalışma yoluyla, fiziksel aktiviteyle hastalığı tedavi eden ergoterapinin bir savunucusudur. Ayrıca, Sant Boi Hastanesi’nin günlüğüne düzenli olarak katkıda bulunan, sanat terapisinin ilk savunucusu olan Fransız psikiyatrist August Marie ile de temas kurmuştur.

Gaudí; “Art Nouveau” hareketinin bir parçası iken veya – Katalunya’da bilindiği gibi modernizmin – aynı zamanda devrimci bir yapı mühendisidir. Teorisini denemek için; Sagrada Familia’nın baş aşağı bir modelini yapmıştır ve ardından Colònia Güell’i inşa ederken pratikte test etmiştir. Bu durumla ilgili : “Bu ilk deneme olmadan, tapınağın tasarımını benimsemeye asla cesaret edemezdim” demiştir. Artık, daha önce Sant Boi’deki hastanenin bahçelerinde başlayan bu deneysel çalışmaların, hem mimarlık hem de psikiyatride öncü çalışmalar olduğu anlaşılmaktadır.

Sanat Terapisinin Öncüsü Antoni Gaudi

Sanat terapisi günümüzde kendisine çok önemli bir yer edinmiş ve birçok hastalık veya durumda rahatlatıcı etkisi ile tedavide kullanılmaya başlanmıştır. Hastaya eleştirel olmayan, kendini olduğu gibi ifade edebileceği güvenli bir ortamda; yaşam hakkında yaratıcı bakış açıları ve diğerleri ile anlamlı ilişkiler kurma imkânı sağlayan bir sağaltım biçimidir. Sanat terapi yoluyla bireyin; duyusal ve motor, algısal, bilişsel, duygusal, fiziksel, sosyal  ve ruhsal  alanlarında çok yönlü çalışmak mümkündür. Sanat aracılığıyla büyüme, kişilikte ve ruhsal alanda da bir bütün olarak büyümenin ve olgunlaşmanın işareti olarak görülür. Aynı zamanda sanatla psikoterapi esnek, uyarlanabilen ve gelişen bir alandır.

Sözlü iletişim öncesi süreçleri içeren resim, müzik, drama, yaratıcı yazarlık, dans, oyun gibi geniş çaplı kullanımı olan yaratıcı sanat terapilerinin, ruhsal hastalığı olan kişilerin iyileşmesi üzerinde birçok yönden yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Bu konuda yapılan çalışmalar, sanat tedavisinin psikososyal stres düzeyini düşürdüğünü, hastaneye yatma gereksinimini azalttığını, çalışma ve verimliliği arttırdığını bulmuşlardır.

Amerikan Sanat Terapi Birliği, sanat terapisini; “görsel sanatlar ve davranış bilimleri eğitimi görmüş bir terapist tarafından, bireylerde pozitif bir gelişme sağlamak, çatışmaları çözümlemek, fiziksel ve psikolojik bozuklukları azaltmak, problem çözmek, stresle başa çıkmada destek sağlamak üzere, tanı ve tedaviyi sağlamada çeşitli sanat materyalinin kullanımı yoluyla sürdürülen bir tedavi biçimi” olarak tanımlamaktadır.

Ülkemizde sanat terapisi, eğitimi ve uygulama alanları henüz gelişmekte iken, yurtdışında en fazla psikiyatri kliniklerinde yatarak ve ayaktan tedavi ünitelerinde, bireysel ve grup uygulaması şeklinde kullanılmaktadır. Bireysel terapide, terapistin yönelimine göre, yalnızca sembolik anlamlar üzerinde çalışıldığı gibi, sanat terapisi hasta ve terapist arasındaki ilişkide bir araç olarak da kullanılabilir. Grup psikoterapisinde de, tek tek üyelerin ürünleri üzerinde durularak sembolik içeriğin çözümlemesi şeklinde çalışıldığı gibi, üyeler arası etkileşimde bir araç olarak da kullanılmaktadır.

Sanat Psikoterapisinin Rehabilitasyon Amaçlı Kullanılması:

Kronik ruhsal bozukluğu olan ve toplum dışına itilmiş hastaların temel sorunu günlerini nasıl geçirecekleri sorusudur. Rehabilitasyonun en önemli işlevi kişide mutlu olma ve kendi potansiyelini harekete geçirebilme etkisi oluşturabilmektir. Dolayısı ile psikiyatrik rehabilitasyonun en önemli ayağı duygusal doyuma yönelik öğeler içermesidir. “Sanatla psikoterapi” bunu sağlamanın önemli yollarından biridir.

Sanat Psikoterapisinin Katkıları:

*Geçmiş yaşantıların; anılar, imgeler yoluyla yeniden canlanması ve onarılmasını sağlar,

*İçsel çatışmaların, (korkular, yetersizlikler, değersizlikler, öfke, suçluluk ve utanç yaratan duygular vb.) yani bilinçdışı bastırılmış ya da bölünmüş kabul edilemez kısımların ifade edilmesi (ekspresyonu) yoluyla bütünleşme ve işlevsellikte artış sağlar,

*Birikmiş negatif duygusal yüklerden arınma (katarsis) sağlar,

*Simgesel dil aracılığı ile iletişim becerilerini geliştirmeye katkı sağlar,

*Sanatsal malzeme ile çalışmak, kronik hastalarda pasifize olmuş ve işlevselliğini kaybetmiş duyusal ve motor becerilerin gelişmesine, duygusal, algısal, işitsel, dokunsal, bilişsel uyaranlara cevapların artmasına olanak sağlar.

Kaynak: 1- https://www.theguardian.com/world/2011/aug/12/gaudi-psychiatric-hospital-test-designs

2- https://www.raco.cat/index.php/Contributions/article/viewFile/321165/411650 (çalışmayı incelemek isteyenler için)

3- Eren N  (1998)  “Psikotik ve Borderline Hasta Gruplarında Sanatla Psikoterapi Sürecinin İncelenmesi” İÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi  (1998)

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist