“Paris Sendromu”
Japon halkı…Gittiğimiz her yurtdışı seyahatinde onlar var; onlar için dünyayı gezmek bir tutku ve küçük evlerde yaşayıp, gezmek için para biriktiriyorlar. Fransa’daki Japonya Büyükelçiliği’ne göre; Paris’i her yıl yaklaşık 6 Milyon Japon turist ziyaret ediyor. Her yıl 20 Japon turist, filmlerden gördüğü o romantik şehri beklediği gibi bulamıyor ve bu hastalığa yakalanıyor.
“Paris Sendromu” daha önce çok kez tartışıldı ve Fransa‘da çalışan Japon psikiyatrist Prof. Hiroaki Ota’nın liderliğinde, 2004 yılında Fransız psikiyatri dergisi Nervure’de bir araştırma konusu bile oldu.
1988-2004 yılları arasında süren çalışmada doktor, “bu fenomenden etkilenen 63 Japon hastanın bölümümüzde hâlâ akut durumdayken hastaneye kaldırıldığı” şeklinde geri bildirimde bulundu.
Çalışmanın araştırmacıları, bu olağandışı senaryonun ardında olabilecek faktörleri de yazdılar:
Özellikle Japon turistler arasında yaygın olmasının en önemli sebebi, Japon medyasının Paris’i huzurlu, romantik, kadınların hepsinin güzel, erkeklerin kibar olduğu, sokaklarının adeta parfüm koktuğu bir şehir gibi göstermesi. Paris’e gelip de, gördükleriyle beklediklerinin pek alakası olmayan turistler hayal kırıklığına uğruyorlar.
Sendromun başka sebepleri de var; özellikle dil farklı. Parisliler yabancılarla İngilizce konuşmaya pek eğilimli değiller. Bu konuda rahatlarına düşkünler. İlk hayal kırıklığının ardından bir de dil şokuyla karşılaşan gariban Japonlar ister istemez bunalıma giriyor.
Bu uzak ülkeden gelen turistler aniden baş dönmesi, terleme, kalp atışı hızlanması, halüsinasyon, kendine yabancılaşma, gerçekten kopma ve eziyet hissine kapılıyor. Aslında anlatılanlara göre kültür şokunun çok daha ciddi bir boyutta yaşanan bir türü demek oldukça mümkün.
İster iş, ister tatil amaçlı olsun, zamanın ve enerjinin aşırı kullanılması bünyeye büyük bir yorgunluk veriyor. Uzun uçak yolculuğunun yarattığı jet-lag da bu yorgunluğa katkı sağlıyor.
Paris’te bulunan büyükelçilik, rahatsızlığı yaşayanları doktor veya hemşire eşliğinde ülkelerine geri gönderiyor. Paris Büyükelçiliği; bu durum için 24 saat açık yardım hattı kurmuş durumda.
İngiltere Essex Üniversitesi’nde çalışan ve uluslararası öğrenciler arasında derinlemesine kültür şoku araştırmaları yapan psikolog Dr. Nicolas Geeraert şöyle açıklıyor;
“Paris Sendromu ile ilgili olarak, uzun mesafelerde seyahat eden bazı kişilerin seyahatin kendisi ve kültürel, sosyal ve fiziki çevredeki değişimle özellikle iyi şekilde baş edemediği oldukça açıktır; fakat böyle bir olayın, daha önce keşfedilmemiş gizli bir zihinsel rahatsızlığın tetikleyicisi veya başlangıcı olabileceği akla bile gelmez.”
“Burada önemli bir nüans var, seyahatin herhangi bir zihinsel bozukluğa neden olacağından şüphelerim var, bunun yerine, seyahatin Paris Sendromundan muzdarip olduğu bildirilen az sayıdaki birey için bardağı taşıran son damla olabileceğini düşünüyorum.”
Paris dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden birisi. Buna rağmen hastalıktan etkilenenlerin sayısı oldukça az. Bence bu tamamiyle gitmeden önceki beklentiyle ilgili. Yine de güzel ve görülmeye değer bir şehir bence 😉
Kaynaklar: wikipedia, onedio.com
Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist