Apotemnophilia

Vücut bütünlüğüne ilişkin kimlik bozukluğu olarak da bilinen bu apotemnofili sendromu, kişinin herhangi bir uzvunu kendine ait hissetmemesi ve varlığından rahatsız olmasıdır. Kişiler bu uzuvların kendilerini çirkin veya engelli gibi gösterdiklerini düşünürler. Sendromun temeliyle ilgili belirsizlik hakim. Çocukluk dönemindeki travmaların, bir ampüte ile kendini fazlasıyla özdeşleştirmenin, obsesif bir eğilimin sebep olabileceğini düşünenler olduğu gibi beyindeki vücut algısının gerçekteki ile örtüşmemesinin bir getirisi olduğunu düşünenler de oldukça fazla. Bu sendromun görüldüğü kişiler, uzuvlarının nereden itibaren kendilerine ait olmadığını kesin bir çizgiyle belirtebilmektedir. Bir yolunu bulunca da bu uzvu kestirmekten çekinmemektedirler. Buna karşın etraflarındaki insanlarla bu problemi paylaşma hususunda ciddi sorunlar yaşamaktadırlar.

Hastalıkların antropolojik kökenini araştıran bilim insanları şimdi dehşet içinde bu tür bilgi alışverişlerini izliyorlar. İnternette sohbet odalarında binlerce kişi iş kazalarının faydaları ve motorlu testereler üzerine sohbet ediyor. Dahası, hipokrat yeminini anında bozmaya hazır doktorların isimlerini birbirlerine veriyorlarmış. Pek az sayıdaki apotemnofili uzmanlarından biri olan Richard Bruno bu psikozun nedenini söyle açıklıyor: ‘‘Bugünkü genç kuşağın yetiştiği dönemde televizyonda saatlerce süren yayınlar aracılığıyla özürlü çocuklara bağış toplamak çok modaydı. Bu çocuklar insanlarda şefkat uyandırırdı. Apotemnofiller de özürlü oldukları takdirde daha çok sevileceklerine inanıyorlar.’’ 

Kaynak: https://sinirbilim.org/apotemnofili/

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist