TERAPİST

Her şey, aklıma terapistin kim olduğunu, ne iş yaptığını betimleyen bir resim ararken başladı ve bu gördüğünüz muhteşem tabloyu buldum. Rene Magritte’nin “The Therapist (Terapist)” isimli eseri, aslında döneminin sanatçılarının Freud’a olan düşüklüğüyle dalga geçmek amacıyla yaratılmış olsa da mükemmel bir tasvir olduğunu düşünüyorum. Bu tabloda da olduğu gibi, Magritte’nin eserleri hep bilmece olarak algılanır. Eserlerinde, günlük olayların içinde beklenmedik şekilde gizlenen gizemleri araştırır ve izleyiciyi öz kaynaklı bir oryantasyon bozukluğuna dahil eder. Resimlerinde semboller ve mitleri dışlar; her şey görünür durumdadır. 

1927’de René Magritte’nin ilk kişisel sergisi Brüksel’de yapılmıştır. Sanatçı orada ilk sürreal eserlerinin yanı sıra Kübizm tarzında birçok eser sunmuştur. Sanat eleştirmenleri, sanatçının resimlerinden memnun kalmamış, hayal kırıklığına uğramışlar; sanatçının ve karısının Paris’e gidip orayı fethetmelerine yol açmışlardır. 

Avrupa sanatının başkentinde, sanatçı André Breton’la tanışmış ve sürrealist grubunun bir üyesi olmuştur. Magritte’nin yeteneklerinin uzun zamandır beklenen bir onayına rağmen, meslektaşları ile olan ilişkisi ideal olmaktan uzaktı. Diğer sanatçılar Bohemya’dan çok uzak olan yurttaşlığına ve yaşam tarzına kızdı, Magritte ise sürrealistlerin psikanaliz ve Freud eserlerine olan tutkusunu azarladı ve alay etti. Bu alaya almalardan biri, 1937’de yarattığı resim “Terapist”ti.

René Magritte, resimlerinin her birinin meslektaşları arasında sanatsal bir değeri nedeniyle değil, sanatçının kişiliğini analiz etme girişimleri nedeniyle tartışma konusu haline gelmesini istemiyordu. Terapiye en çok ihtiyacı olan insanların psikoterapistlerin kendileri olduğuna inanıyordu (bu arada modern dünyada süprevizyon, psikoterapötik uygulamanın vazgeçilmez bir gereğidir). Resminin karakteri, bu ifadenin mükemmel bir örneğidir.

Magritte “terapistini” geniş uçlu bir şapkada bir deniz uçurumunun kenarında oturan, bir sopayla ve bir omuz çantasıyla gösteren bir yabancı olarak betimlemiştir. Diğer pek çok Magritte karakteri gibi, yüzü yoktur ancak bir süreliğine izleyicinin ruhuna bakmasını ve kendi sırrının örtüsünü açığa çıkarmasına izin veriyormuşçasına pelerinini açar. Pelerin altında iki beyaz güvercin bulunan bir kafes vardır; bir kuş içeride, kapalı kapının arkasında, ikincisi ise kafesin dışındadır. Özgür güvercin, kafesindeki arkadaşı ile iletişim kurmaya çalışmakta, destek vermekte ve serbest kalmasına yardımcı oluyor gibi görünmektedir. Tıpkı bir terapistin danışanlarının içindeki karanlık ve yalnız yerleri terk etmelerine yardımcı olması gibi. Şaşırtıcı bir şekilde, psikoterapistlerden hoşlanmamasına rağmen, Magritte çalışmalarının ilkesini ustaca canlandırmayı başarmıştır.

Terapistin, terapiyle yaptığı da tam olarak budur; objektif, tarafsız ve yargılamayan bir üslupla danışanın içinde bulunduğu durumda göremediklerini görmesini sağlamak, alternatif çözüm yolları üretmek, onun da üretmesine rehberlik etmek…Tıpkı resimdeki gibi kafesin kapağını açıp özgürleşmesine yardımcı olmak. Bu yüzden işimi çok seviyorum !

Kaynak: 1- https://arthive.com/renemagritte/works/333257~Therapist 

2- https://www.renemagritte.org/the-therapist.jsp

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist