LUNATİK
Albert Aublet’nin 1880 yılında resmettiği bu çok sevdiğim resmi, ay ve insanı etkileyici bir şekilde ve birlikte resmeder. Latince ‘ay’ anlamına gelen Luna, Roma mitologyasında ‘Ay Tanrıçası’ olarak kişiselleştirilmiştir. Yunan ve Roma başta olmak üzere pek çok uygarlığın, ay kültüne sahip olduğu bilinmektedir. Roma kültürüne göz atıldığında, aya tapınmanın Romulus zamanında Sabine T. Tatius ile başladığı görülebilmektedir. Bununla birlikte önemli Tanrılar arasında yer almasına rağmen Ay Tanrıçası Luna, Roma dininde asla çok aktif bir rol oynamamış ve ön planda olmamıştır. Romalılar, genellikle zaman bazlı hesaplamalar konusunda Luna’nın yardımına başvurmayı tercih etmişlerdir.
Tarih boyunca gök cisimleri ve insan davranışları arasındaki olası bir etkileşim, zihinleri meşgul etmiştir. Bu paralelde özellikle Anglo-Amerikan ve Fransız literatüründe Lunatik -Lunatic- terimi, epileptik kişileri ve akıl hastalarını tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu isimlendirmenin kökeninde; geçmişte epileptik nöbetler ile akıl hastalıklarının periyodik epizodlar şeklinde ifade bulduğu, söz konusu hastalıkların seyrinde bir gök cismi olan ayın tetikleyici olarak işlev gördüğü ve özellikle ay başları ile ay tutulmalarında şiddetli nöbetlere neden olduğuna dair düşünceler yatmaktadır.
Haruki Murakami, ‘1Q84’ isimli romanında bir karakterine anlattırıyor bu kelimenin garipliğini. Akıl hastalığı, delilik anlamına gelen bu kelime ile ayın bağlantısı 19. yüzyıl İngilteresi’ ne dayanıyormuş. O yıllarda ayın belirli zamanlarda (dolunay, ay tutulması, vs.) insanların akıl ve ruh sağlıklarını etkilediğine inanılır, hatta bu tarihlerde bir suç işlenirse bu durum hafifletici sebep olarak gösterilirmiş. Bu kişilere de “insane” yerine “lunatic” denilirmiş.
Astrologların da çok kez üstünde durduğu bir durum aslında ayın değişimiyle insanın değişimi..Tabii, tarihte iddia edildiği gibi bir ruhsal bozukluğa yol açmasa da, yeryüzünde gel-gitlere sebep olan bir etkinin insanı pas geçmesi de sanki çok mantıklı görünmüyor. Yine de burda en önemli sorun “stigmatizasyon (etiketleme)” dediğimiz kavram; ruh sağlığı bozuk olanın diğer hastalık tanısı alan insanlardan hiçbir farkı olmadığını, ruhun da hastalanabileceğinin kabullenilmesi gerekmekte. Kimseye “Lunatik”, “deli” demeden, onları anlamaya çalışmak en doğrusu…Ya bir gün siz “lunatik” denilecek bir hastalık tanısı alırsanız?…
Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist