Adonis Kompleksi

Sümer ve Hitit kökenli bir efsane olan Adonis, özünde toprak-bereket temalı bir öyküdür. Suriye Kralı Thesias’ın ya da Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı olan Myrrha ya da diğer ismiyle Smyrna, Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit’in lanetine uğrayarak babasına aşık olmuştur. Dadısının kurduğu bir düzen sonucunda oniki gece boyunca babasıyla birlikte olan genç kadın, bu birliktelikten hamile kalmıştır. Ancak son gece, birlikte olduğu kadının öz kızı olduğunu anlayan ve içinde bulunduğu büyük günahın far-

kına varan babası tarafından öldürülmek istenmiştir. Myrrha’nın düştüğü duruma üzülen ve onu babasının haklı gazabından kurtarmak isteyen Tanrılar, genç kadını mersin ağacına çevirmişlerdir. Bir süre sonra mersin ağacının kabuğundan çok güzel bir bebek dünyaya gelmiştir.

Adonis ismi verilen bebeğin güzelliğine hayran kalan Afrodit, onu büyütmesi için Yeraltı Tanrıçası Persephone’ye verse de, geçen zaman zarfında Adonis’e sahip olmak isteyen iki Tanrıça birbirine düşmüştür. Tanrıçalar arasındaki kavgaya yargıçlık eden Zeus; artık bir delikanlı olan Adonis’in yılın ilk dört ayı Persephone’nin, sonraki dört ayı da Afrodit’in yanında geçireceği, kalan zamanda da istediği yerde yaşayabileceği kararını vermiştir. Adonis’in kalan zamanı da Afrodit’in yanında geçirmek istemesi diğer Tanrıların kıskançlığa ve Adonis’in üzerine bir yaban domuzu salmalarına neden olmuştur. Kasığından yaralanan Adonis, kanaya kanaya can vermiş ve toprağı sulayan kanları Manisa Lalesi olarak adlandırılan bahar çiçeklerinin yetişmesini sağlamıştır.

Anadolu ve Suriye başta olmak üzere tüm Güney Akdeniz kültürlerine konu olan bu mit; kışın yeraltında saklanan, baharın gelişiyle birlikte fışkırarak hayat bulan bitkisel varlığı simgelemektedir. Eşsiz bir güzelliğe sahip olan ve kasığından aldığı ölümcül yara nedeniyle can veren Adonis, insan anatomisine de konu olmuş ve kasıkla karın arasında yer alan kasa ismini vermiştir. Birçok şiir ve masala esin kaynağı olan bu mitolojik kahramana, psikofarmakoloji literatüründe de rastlamak mümkündür.Bu bağlamda sakinleştirici şurup yapımında tat verici -excipient- madde olarak kullanılan ve botanik biliminde ‘adonis vernalis’ olarak bilinen bitki, ismini Adonis’den almaktadır. Asya’nın ılıman bölgelerinde ve Avrupa’da yetişen bu bitki, Türkiye’de ‘kanavcı otu’, ‘avcı otu’ ya da ‘keklik gözü’ olarak tanınmaktadır.

Adonis miti, psikoloji literatüründe erkeklerin vücutları ile ilgili takıntılarını ifade eden “Adonis Kompleksi -Adonis Complex”

ile karşılık bulmaktadır. Çağcıl erkeğin bedeni ile ilgili takıntılarını ve kimlik bunalımlarını ifade eden Adonis Kompleksi, kas dismorfofobisini de kapsayan bir niteliğe sahiptir. “Adonis Kompleksi” terimi tıbbi bir terim değildir. Özellikle son on yıldır genç ve yetişkin erkekleri rahatsız eden çeşitli beden imajı endişelerini tanımlamak için kullanılmaktadır. İnsanların herhangi bir beden imaj problemini değil, bütün çarpıklıkları toplu halde tanımlar. Adını, Adonis’in maskülen güzelliğini nihai olarak nitelendirilen, yarı insan ve yarı tanrı olarak gösteren Yunan mitolojisinden almıştır. Adonis’in bedeni on altıncı yüzyıl perspektiflerine göre, erkek fiziğinin nihai temsilcisiydi. Mitolojiye göre vücudu o kadar güzeldi ki, tüm tanrıların kraliçesi olan Afrodit’in sevgisini kazandı. 

Adonis’i içeren en ünlü eserlerden biri, Rönesans ressamı Titian tarafından tasvir edilmiştir. Resimde Adonis’e hayran olan Afrodit, ona kollarıyla sarılmaya çalışırken resmedilmiştir. Titan’ın resminde Adonis, bugün dergilerin kapaklarında, reklamlarda ve spor salonlarında gördüğümüz erkeklerin fiziğine kıyasla ağır ve biçimsiz görünmektedir. Aynı şekilde, tanrıların kraliçesi olan Afrodit’in, bugün kadınlar için “ideal vücut” olarak nitelendirilen ölçülere nazaran oldukça dolgun göründüğü de belirtilebilir. Bu tablo, toplumun, “ideal” veya “güzel” insan vücudu hakkındaki değişken düşüncelerinin, çağlar boyunca nasıl bir değişim gösterdiğini çarpıcı biçimde anlatmaktadır.

 “Adonis Kompleksi” nin gelişimi, erkeklerin, kadınlar gibi onlarca yıldır olduğu gibi, güçlü bir şekilde hedeflendiklerini ve kendi bedenleriyle ilgili yıkıcı takıntılı rahatsızlıklar yarattığını göstermektedir. Erkeklerin beden imajı endişeleri, küçük sıkıntılardan ciddi ve hatta bazen yaşamı tehdit edici saplantılara kadar uzanabilir. Spektrumun bir ucunda, aşırı psikiyatrik yakınmalarla, vücut dismorfik bozukluğu tanısına yönetilebilecek kadar şiddetli bir tablo olabilir. 

Kaynak:1- https://www.academia.edu/360041/Psikomitolojik_Terimler_Psikoloji_Literatünde_Mitolojinin_Kullanılması 

2- https://www.healthyplace.com/eating-disorders/articles/adonis-complexa-body-image-problem-facing-men-and-boys

Gülşah Meral Özgür
Psikiyatrist, Psikoterapist